Category

Soğan Tadında Notlar
Sürdürülebilir Yaşam_Sustainable Life
“Ucuz mal alacak kadar zengin değilim.” Bu cümleyi ilk sanırım üniversite okurken duydum. Kendi paramı kazandığımdan beridir uygulamaya çalıştığım kuralım oldu. Hatta tekstil sektöründe yedi yıl çalışmış olsam da hızlı moda “fast fashion” tercihim yok denecek kadar azdır. Yirmi beş yıldır giydiğim ceketlerim, eteklerim var. Bedenim çok değişmedi, az yiyor ve çok yürüyorum. Çocukluğum toprakla ve doğayla hep...
Read More
52 Haftanın Muhasebesini Yaptınız mı? 2017 yılı sonlarıydı, soruyordu birisi medyada: 52 haftanın muhasebesini yaptınız mı ? Aşağıdaki yazıyı o yıl yazmıştım. İnsan zaman geçerken artan farkındalıkla bu soruyu hep sormalı kendine. Hayat 6 kelime: Geldim, gördüm, çalıştım, paylaştım kazandım kaybettim. Çabanın sebebi sadece iyi insan olmak. Kendime hatırlatmalar yaptım yine yeniden. Olan olmuş, gecen geçmiştir....
Read More
BAYRAM Heyecan yoksa bayram nedir ki?  Sadece tatil fırsatı. Benim bayramım oldu. Olamadı, adı tatil oldu. Erkenden uyanış, yatakta birbirimize misafir olmalar, yatak sohbetleri… Uzun ve kalabalık kahvaltı masalarının hazırlanması, erkeklerin namaza gitmesi, dedenin gelirken mis gibi kokan taze ekmek, simit alması… Tabi ki kahvaltının kralı mıhlama. “Dibini kim yiyecek acaba” kavgası. Babaanne tahta kaşığı ile...
Read More
Yazıyorum Çünkü… Okuduğum makale “Başlığını at” diyor. Benimki: “Umut” Kendi içimi görmeye çalışıyorum. İyi düşünebiliyorum. Yazdıklarım başarı ve başarısızlıklarım, güçlü yönlerim, zayıflıklarım, hırslarım, kırgınlıklarım, hayallerim, yüreğim, En çok da yazarak öğreniyorum. İdeal uğruna yazıyorum! Yüreğimle yazıyorum. Geçmiş, gelecek, gerçek, hayal, doğum, ölüm, acı, mutluluk, umut ne varsa… Dost, arkadaş, itiraf, terapi, özlem, sevgi, istek neye ihtiyacın oluyorsa…...
Read More
#alzheimerfarkındalık #sevkatle hatırlatıyoruz #unutanları unutma Gitmek gerekir bazen Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan… Eğer vaktiyse arkana bile bakmadan… -Can Yücel Benim, bizim masalımız: herkesin cenneti farklı… Pamuk yani annemiz dört aylık bir bakım ziyaretini İstanbul’da tamamladı. Bir hediye paketi misali şimdi sıra İzmir’de, diğer çocuğunun yanında. Bu sabah yolculuk öncesi birlikteyiz. Farklı bir koku hissettim,...
Read More
Yağmur yağıyor bugün ama nasıl yağmur. Sokağa çıkmak zorunda olmadığınız için mutlu eden ender günlerden birisi. Öğlen olmuş, karanlık evin içi; pazartesi olmasına rağmen heyecansız bırakıyor sizi. Yatakta tembellik yapmak istiyorsunuz, nereye kadar? Çoktandır yapacaklarınız için bugün mazeret üretiyorsunuz. Daha da tembelleştiriyor insanı bu havalar. İstanbul asla tembel değildir, aşırı çok çalışır. İnsanlar her saat...
Read More
Okuduğum kitap deliliğin tanımını yapmamı istedi. –Masal Terapi, Judith Malika Liberman Kime, neye göre? Hep söylerim; mucizelere inanıyorum. Hep son anda gelirler.   Yedi kere düş, sekiz kere ayağa kalk. –Japon Atasözü Üniversitede erkek arkadaşımın hep söylediği gibi: “Yaşa dostum, hayatın keyfini gönlünce sür, insanlar olmasa da kelebekler özgürdür.” Öğrenci olmak sonsuz özgürlüktür, bunu sadece öğrenciler...
Read More
Zaman kendince döner durur ve insan her gün kendini ispat etmek zorundadır önce kendine. Sevdiğin insanları kaybetmeye başladığın zamana hayatı önemsemeye başlarsın. Önce saçın beyazlar fark etmeden, …daki tüyler beyazlar; şaşırırsın. Sonra kırklarında konuşmaya başlar yüzün (çizgiler). İçsel yaşantı çizgileri kalıcıdır. Silinmez yüzün konuşması artarken dilin tutulurcasına susarsın. Nereye gidiyorsun?  Koş, koş, iç ses bağırır...
Read More