#alzheimerfarkındalık #sevkatle hatırlatıyoruz #unutanları unutma
Gitmek gerekir bazen
Fazla yormadan, daha çok bıktırmadan…
Eğer vaktiyse arkana bile bakmadan…
-Can Yücel
Benim, bizim masalımız: herkesin cenneti farklı…
Pamuk yani annemiz dört aylık bir bakım ziyaretini İstanbul’da tamamladı. Bir hediye paketi misali şimdi sıra İzmir’de, diğer çocuğunun yanında.
Bu sabah yolculuk öncesi birlikteyiz. Farklı bir koku hissettim, yağmurdan sonraki toprak gibi kokuyordu. Yolculuk için hazırlanmıştı erkenden, siyah pantolonu bluzu ve hırkası ile narin tarzından bir şey kaybetmemişti. Bana kalan son rötuş sadece kalın çorabını değiştirmekti. Bacak derisi pul pul dökülüyordu. Son yıllarda bedeni küçücük kalmıştı zaten bacakları incelmiş taze bir çiçek gibiydi; korktum incitmekten. Tüm vücudu günden güne eriyordu. Totosunun dümdüz olduğunu, eridiğini yolculuk için bezini bağlarken farkına vardım.
Birçok defa anlattığımız halde nereye gideceğini bilmiyordu, fazla konuşmuyor, konuşulanlara katılmıyor, soruları isterse cevaplandırıyor artık. Bir süredir ilerleyen hastalığı ile çevreyle ilgisi olmuyordu. Sadece gündüz örgüsünü yapıyor, söküyor, yeniden yapmaya çalışıyordu. Bunu yapmadığında kendine zarar veriyor, parmaklarıyla vücudunda derin yaralar açabiliyordu.
El sanatları, ev kadını ve annelik rolünde ne kadar özel bir o kadar da örnek bir kişiydi annem, pamuğum.
Neye emek verirsen sen o’sun. Bana göre Pamuk tüm yaşamı boyunca aklını ne yönde kullandığının kanıtı bu. Tüm yaşamında sevgi sembolü olan sen şimdi sadece sevgi saçıyorsun etrafına. Mutluluğun tarifini yazmıştım bir süre önce: kızarmış etmek kokusu ve aile. Ne mutlu, çevrende ne çok seven insan var.
Şu an için bizleri tanıması şimdilik bize yeterli geliyor, buna şükrediyoruz. İki yıl önce ateşi çıktığında iki gün kimseleri tanımadığında dünyayı sorgular olmuştum. Daha önce de beş yıl önce babamı kaybettiğimizde sorgulamıştım. Bir yıl içinde hiçbirimizi tanıyamaz hale geleceği aklımıza hiç gelmemişti.
Pamuk gezmeye bayılıyor, çok seviyor lakin sert ve soğuk geçen kış sebebiyle çok az güneşe çıkarabilmiştik. Seyahate gideceği gün inatla hava yazdan kalma günü yaşıyordu. Hava alanına giderken güneşi iliklerimizde hissettik, enerjimiz arttı.
Doksana iki kala, anaların prensesi canımın içi pamuk anneciğim; çocuklarının, damatların, gelinlerinin, torunlarının, akrabaların, tanıdıklarının göz bebeği, bebeğimiz…
Her on dakikada bir “sen ne zaman geldin” diye soran sesini duymak, bıkmadan usanmadan cevaplamak sabırla, sarılmak seni çok mutlu ediyor sevgi pamuğumuz. Sabır hep dinginleştiriyor.
Hastalığını geç fark ettik. Beş yıl önce babamın vefatı ile ortaya çıktı zannettik, aslında kademe atlamıştı hastalık. Bazı şeylerin sebebini şimdi anlayabiliyoruz. Düzgün alınmayan ilaçlar, eksik malzeme ile yapılan yemekler. Çok titiz olmasına rağmen temizlikten ödün vermeler vs. aslında bir işaretmiş, bilemedik o zamanlar.
Şimdi en iyi bakımı ile hastalığın sürecini yavaşlatmaya çalışıyoruz ancak ilerliyor. Sonraki aşama belirsiz…
Annem ve babam tek çocuk. Birbirlerine destek olmaları için biri on sekizinde diğeri yirmisinde büyükleri tarafından evlenmeleri öngörülen yetim iki insan. 65 yıl birbirlerinin her şeyi olmuşlar. Karı-koca, sevgili, anne-baba, kardeş arkadaş… Bir saat birbirlerini göremeden duramayan bu insanların biri gitti, diğerinin hafızası tamamen gitti.
Geldiğimiz dünyada Alzheimer hastalığına üzülmek mi sevinmek mi lazım bilemiyorum. Etrafımızdaki negatif insanlara inat o kadar pozitifsin Pamuk: Sarılmak ve sevgi pamuğuna dönüşmek sana, bana ve seni seven herkese çok iyi geliyor, gerisi nedir ki?
Yazar ne güzel söylemiş: “hepimiz birbirimize misafiriz aslında.”
Sarılın sıkı sıkı sarılacağınız kim varsa etrafınızda bugün. Belki yarın yoklar.
Dünyanın duyduğu hikayeler değişirse dünya değişir ümidiyle…
Aradan üç yıl daha geçti tanımıyor bizi. Gençlik döneminde çocukluğunda yaşıyor çoğunlukla, anlatıyor anlatıyor cümle kuramıyor uzun. Kelimeler gelmiyor hep “şey.” Bazen de derin sessizliğinde hep ya da gidecek çocuğu merak eden sorularıyla.
Tanımayanlar için Pamuk ne demektir:
· Tasarruftur, idaredir, bütçedir yamadır, ters yüz edilen gömlek yakalarıdır, sökülen örülen kazaklardır.
· Azdan çok yaratmaktır sonsuz beceri ve yaratıcılıktır. Örgüdür, dikiştir, danteldir, yemek sanatı, tarım ve hayvancılıktır.
· Paylaşmaktır yardımseverliktir ve bitmeyen ikramdır. Yemeyip yedirendir.
· Eğitimdir. Kadın gücüdür. Arkadaşlık, dostluktur. Fikir Teyze’liktir.
· Koşulsuz sevgidir. Hem küçüklere hem büyüklere saygıdır. Ailenin ablası, mahallenin teyzesi, babaannesidir. İnsanları bir araya toplayan sessiz liderdir. Öğrenen, öğreten “Fikir Teyze”dir.
· Temizlik, hijyen, düzen, özen ve bakımdır. Sonsuz hizmettir.
· Mutfaktır, mayalı ev yoğurdu, açılan hamurla yapılan börek, yaprak sarmadır. Erişte, mayalı ekmek cevizli çörektir. Parmaklarınızı yediğiniz anne köftesi ve ayşe kadın fasulyedir.
· Bahçedir tohumdur çiçektir yediveren güldür.
· Ağaçtır, armuttur, incirdir; üzüm, fındık ve asmadır.
· Pazendir. Bembeyaz kolalı patiskadır.
· Oyalı ekmek örtüsüdür. Patchwork yazlık pikelerdir.
· Beyaz sabundur. Kar beyazı çamaşırlardır.
· Balıktır. palamut, hamsi ve salamuradır.
· Çocuklarının taze yumurta yemesi için tavuktur, horozdur.
· Maydanoz ve nanedir, mevsiminde taze sebzedir. Kurutulmuş kışlıktır. Tarhana, reçel, salçadır.
· Sütlü kahve, açık çaydır.
· Bakır kalaylı tenceredir. Kaynayan süt ve yedikçe yiyeceğiniz mayalı yoğurttur.
· Kolalı okul yakalarıdır.
· İyi dinleyici, sır saklayan, tartışmayan ve eleştirmeyendir.
Annem! Düşündüm de, beni en güzel sen sevdin.
Şimdiki beni ben yapan, çocukken ondan duyduğum uyarılar:
· Esiyor, sırtına bir şey giy.
· Karanlık olmadan eve gel.
· Kızlar kahve içmez, kararırsınız.
· Yemeğini bitir, arkandan ağlar!
· Akşamları tırnak kesilmez.
· Oku da kimseye muhtaç olma.
· Çok gülme, iyi değildir.
· Tanıdık olmayanların evine ders çalışmaya gidilmez.
· Çay yap da içelim.
· Meyve ye.
· Sütü bekle taşmasın.
· Suyu fazla akıtma. Musluğu iyi kapat, damlamasın.
· Anahtar beze sarılı, camın önünde.
· Ne gülüyorsunuz “lik lak” uyusanıza yarın okul var.
· Eteğin kısa, altına pantolon giy.
· Sıçtığın yeri temizle.
· Ekmeği kapat kurumasın.
· Küçüksün anlamazsın.
Rutinlerimize sıkı sıkı sarılalım.
Pamuğun varlığı bana kendi doğrularımı hatırlatıyor.