Yağmur yağıyor bugün ama nasıl yağmur. Sokağa çıkmak zorunda olmadığınız için mutlu eden ender günlerden birisi.
Öğlen olmuş, karanlık evin içi; pazartesi olmasına rağmen heyecansız bırakıyor sizi. Yatakta tembellik yapmak istiyorsunuz, nereye kadar?
Çoktandır yapacaklarınız için bugün mazeret üretiyorsunuz. Daha da tembelleştiriyor insanı bu havalar.
İstanbul asla tembel değildir, aşırı çok çalışır. İnsanlar her saat çalışır veya çalışmak için yollardadır.
İstanbul kış olamaz, kış gridir. İstanbul bahardır, laledir, erguvandır, çok renklidir. Asla yaz değildir, yazın terk edilir. Biraz hüzünlüdür, yol bekler gibi yeniler kendini; çiçekler, ağaçlar, binalar, yollar kaldırımlar.
İstanbul dişidir, güler yüzlüdür, sıcaktır, sürprizleri boldur.
İstanbul kış olamaz, kış soğuktur. Oysa İstanbul canlıdır, sıcaktır, 24 saat yaşar.
Kavuşulamayan aşk masalıdır. Sürekli şikâyet edersiniz, gerçekte asla terk edemezsiniz.
“Çiçek kokan İstanbul’u fark edemez ise, geceyi boyayan düşleri görmezse, bu şehirde neden yaşar insan?” -Anonim
Yaşadığın şehri sev
Merak et
İlham veren insanlarla takıl
Hikâyeni farklı anlat
“İstanbul yaşanılacak, İzmir yaşlanılacak yer” demiştik zaten.
Gecesi gündüzü farklı kokan İzmir beyefendidir. Gündüz sizi rahat bırakır, gece yasemin kokusuyla kendini hatırlatır. “İkindi hayatı” yaşamanıza izin verir. İnsan içindir.
Hep huzurdur, güler yüzlüdür, kibardır. Dingin, minimal, telaşsız sadedir. Romantiktir. Öyle gözüne sokmaz, istersen bulabileceğin sürprizleri vardır. Bol siesta, keyifli çalışma, hayalcidir.
Huzur, kahkaha, bol yürümek ve bisiklettir. Sanattır anlayana, görene. Sonsuz özgürlüktür ve saygıdır. Henüz söylenmemiş şiirdir. Kışlıktır yazın kavurur kaçırır; kışın uçurur rüzgârda. Tanımak için kısa değil uzun yaşanmalıdır.
Farkındalık için farklı yollar deneyimlediğimizde:
Elimizdekinin kıymetini anlarız. Bazen daha iyisini keşfederiz. En güzeli fark etmediklerine uyanmaktır.
İstanbul’da otomobilsiz bir hayat, trafikte kalmamak, uzaklık-yakınlık en önemlisi zaman kazanmak için Metro, Metrobüs, Marmaray’ı son bir yıldır deneyimledim.
Yeni başlayanlar için yardımcı olabilecek bilgiler:
· Halka karışmak, kalabalığı takip etmek önemli rotanı bulmak için.
· Yürümek sağlık, ayakkabılar eskiyor tabanı kalınlaştır.
· Tarzını basitleştir. Çantanı hafiflet.
· Oturabildiğin günlerin sayısı çok az. O sebeple kaliteli ayakta durulacak alanları öğreniyorsun.
· Yoğunluk geçsin mutlaka binersin. Kapılara göre bekleme noktaları öğren.
· Farklı saatlerde farklı insanlar var. Sabah mavi ve beyaz yakalı, 9’a doğru öğrenciler, 11 gibi güne giden hanımlar. Dönüş 5’ten sonra tam tersi sırayla.
· Kalabalıkta şemsiye çok yukarıda tut, boy avantaj. Islanmayı göze alabildiğinde kapüşonlu kıyafetleri arttır, daha seri olabilirsin. Hava akımı ve rüzgârdan da koruyucu.
· “Tatlı sert” tipi şemsiye yerine; ucuz çanta boyu küçük modelleri temin et. Kısa süre içinde rüzgârdan kırılacak mutlaka.
· Akşam saatlerinde (19.00-20.00) terden çok bira kokacağı hiç aklıma gelmezdi.
· Ne çok sosyal medya oyunu bağımlısı varmış. Göz hastalıkları artmıştır mutlaka.
· Az sayıda okuyanlar da var, okurken aynı sayfada takılan, ayakta uyuyanlar da var. Dua kitabı okuyanlar çok yaygın.
· Kimse kimseyle göz teması yapmıyor yer vermemek için.
· Az da olsa kibar insanımız hâlâ mevcut.
· Ne çok Arapça ve Kürtçe konuşan var. İngilizce konuşanlara da sıklıkla rastladım.
· Seferlere çay kahve ile binenler hatta üzerlerine dökenler var.
· Yorgun ve suratsız halkım. Gülen insan çok az.
· Sırt çantası yaygın. Toplu taşımada önde veya elde taşıma yaygınlaşmalı. Kalabalık itiş kakış sebebi bunlar.
· Gençler kendi dünyasında kaygısız gibi. Çok yavaş veya çok aceleciler.
İnsan heyecanları kadar gençtir.
· Taşınan alışveriş çantaları hep benzer markalar. (Perakende ciro liderleri)
· Akşam saatlerinde spordan dönenler var. Bisiklet yaygınlaşıyor ne hoş.
· Pis bir millet olduğumuz için dezenfektan ve ıslak mendilin mutlak çantanda olmazsa olmazlar. Özellikle hapşırma, öksürme, grip hep yaygın.
· Kilolu insan sayısı fazla. Durakta sandviçe talep çok yaygın.
· Erkeklerde yüzük modası çok yaygınlaşmış.
· Ne çok saçını boyayan erkek varmış.
· Sakal çok yaygın, dizilerin de etkisi olabilir.
· Vücut tipin, bilemeden herkes skin, bilekte biten, hatta kıvrılmış pantolon giyiyor.
· Ucuz parfüm kullanımı çok yaygın, her yerde benzer kokular var.
· Çiftli koltukları hangi ölçülerde insan için tasarlanmış anlamadım. 1,5 yetişkin Türk insanı oturamıyor bazılarında yanda kol da var ayrıca.
· İnsanların açlıktan nefesleri kokuyor hem sabah hem akşam. Diş fırçalanmıyor ve günlük duş alınmıyor o kesin.
· Vapurlardan aşina olduğumuz satıcılar ve çocuk dilenciler duraklar arası seyahat ediyorlar.
· Herhangi bir tacize tanık olmadım. Bağlantı yollarında aşırı kalabalık rahatsız edici. Durma seviyesine gelen üstgeçitler sorun.
· Sahte kart uyarısı çok fazla, kontrol eden sayısı da.
· Kartlı geçişlerin “çın” sesi tam bir Çin işkencesi.