Yazıyorum Çünkü…
Okuduğum makale “Başlığını at” diyor. Benimki: “Umut”
Kendi içimi görmeye çalışıyorum. İyi düşünebiliyorum.
Yazdıklarım başarı ve başarısızlıklarım, güçlü yönlerim, zayıflıklarım, hırslarım, kırgınlıklarım, hayallerim, yüreğim, En çok da yazarak öğreniyorum.
İdeal uğruna yazıyorum! Yüreğimle yazıyorum.
Geçmiş, gelecek, gerçek, hayal, doğum, ölüm, acı, mutluluk, umut ne varsa…
Dost, arkadaş, itiraf, terapi, özlem, sevgi, istek neye ihtiyacın oluyorsa…
Yazı: ifade muhafaza ve yeniden üretme aracı. Hep çıraksın, hep öğrenen.
Bir yanım sabit bir yanım hep hareketli, pergel gibi: söyleyen, öğrenen, öğreten… Hissediyorum öyleyse üzgünüm. Bildiklerimi, hissettiklerimi, yazmak hayal edebiliyorum.
Beklenti, inanç, başlangıç, bitiş, an, sitem, şikâyet, unutmak, hatırlamak, affetmek, diyet, plan, strateji, algı ve değerler sonsuz bir akış.
Dipsiz bir kuyu misali temalar aklımda dans etmekte.
Uzay, sonsuz yağmur damlaları kelimeler, gözünü alan güneş ışığı, birbirine zarar vermeyen kar tanelerine benzer gibi sıraya girmiş kelimeler dizisi hep kafamda.
Samimiyet, itiraf, sürprizler, alıntı, şiir, esinlenme, benzetme tasvir
Roman kadar önemli diyaloglar, belki filmdeki bir sahne…
Hatıralar, yaşanmışlıklar, yaşamak istediklerin, beklentilerin, heveslerin, olmak isteyip de oldukların veya olamadıkların.
Kişilik analizi, zaman tasviri, durum okuma, haykırış, sesleniş bir mektup.
Asla çokbilmişlik değil, ne kadar az bildiğini fark etmek.
Çoğunlukla huzur, dinginlik, müzik gibi kelimeler yerine uyumlu notalar
Bazen sadece bir soru, bazen de sadece bir cevap, çoğunlukla ikisi de.
Kendinle hesaplaşma, bilerek yaşam; ben ettim sen etme!
Ey, arkadan gelenler. “Yaşadıklarım en büyük zenginliğim.”
Farkında olduğumuz kadar yaşarız Hiç kimsenin hiç kimsesi olarak.
– “Yolum bu” dedim.
– “Yol insanı menzile götürür. Yolda yürünür, uyunmaz. Yolda yoldaşlarla alışveriş yapılır. Yol hayattır. Yolda yaşanır” dedi bir büyüğüm.