Yeni Yıl 2020 – 52 Haftanın Bilançosu

Yeni Yıl 2020 – 52 Haftanın Bilançosu

 

 

‘’Anlaşılan dünya bir dilek fabrikası değil ‘’demiştik Soğan Tadında Notlar kitabımızda

365 yeni gün, yeni hikayemi yazmalıyım. Yaratmak zorundayım ne için olduğu önemli değil. Olumlanma zamanı.

“Sadece zayıf olanlar ailesini, zamanı, şansı ve kaderi suçlarlar.” Louis Amour.

Meselemiz doğru iletişim. Eyleme geçin, bir şeyler uğruna harekete geçin.

Yıl biterken yeni yılda hedefler, umutlar, planlar, hayaller, gerçekler çok, listeler yazıldı; gözümüzün önünde hep. Yaşama sevincimi kaybetmemek ve doğru kararlar almak için kendime hatırlatmalar yaptım yine yeniden. Cevap vermenin zor olduğu sorular sordum. Uzun ve yorucu bir yol. Beklenti yapmadan, korkmadan, bahane üretmeden elimizden geleni yapıyoruz. Olması gereken olacak veya olmayacaktır. Zaman geçiyor hep oyunda kalmalı.

– İçinde bulunduğun durum için ‘en ‘’listeni yaptın mı?

 Frida Kahlo su muazzam cümleyi kurmuş:

“Kimseyle yarış halinde değilim. Kimseden akıllı ya da kimseden iyi olma gibi bir iddiam yok. Kimse için en değilim. Bu devasa iddiasızlığım verdiği özgürlüğün hastasıyım.’’

Her şeyin ilacı zaman. Hayret etme, gayret et. Fark et, fark yarat, fark at. Hiç bir şey göründüğü gibi değil hayatta. Ne oldun yada ne olamadın? Nerden nereye? Tutku duymadığın şeyi yapıyorsan vaktini boşa harcıyorsun.

– Bir sonraki adımın nereye gittiğini biliyor musun?

“Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerdir.” John Lennon

Yinede her zaman B, C planlarımız olmalı. Doğru zamanda doğru hamleler yapmak lazım.

–  Seçtiklerimizden çok seçemediklerimiz mi suçlu?

Önemli olan yaşadıklarımızı seçmek için mücadele edişimizdir. Herkes kaderini, şansını kendi aklı ölçüsünde değerlendirebilir. Kendimiz olarak yapabileceğimiz en önemli şey iyi hissetmeyi öğrenmek ve bunu her gün devam ettirmektir. Hareket ve şükür.

“Olmamasına razıyım oluyormuş gibi olmasın yeter.” Franz Kafka

 Bazen geçmişe gidersin bazen geçmiş sana gelir, iyi gelir.

– Hayatın dümenine geçtiğine inanıyor musun?

Eric Fromm çok sevdiğim bir sözünde şöyle der;

“Yaşamak başlı başına bir sanattır; gerçekten insanın uğraşması gereken en önemli, aynı zamanda en güç ve en karmaşık sanattır. Yaşama sanatında, insan hem sanatçıdır, hem de sanatın objesidir. Hem heykeltıraş hem de mermerdir, hem doktordur hem de hastadır”

Bazen de geçmişimize o kadar takılı kalıyoruz ki, bugünü görmezden gelebiliyoruz. Yapılmış bir haksızlığı atlatamıyor, bugünün adaletini gözden kaçırabiliyoruz. Nietzsche, keyifli bir hayat için acıyı göze almamız gerektiğini söylerken, belki de bunu kastediyordu. Geçmişte yapılanlar ve mutlulukla dolu bile olsa anılar orada kaldı. Onlara bağlanmak bugünü daha iyi yapamaz ama daha kötü yapabilir. Yüzleşmekten korktuğumuz için görmezden geldiğimiz problemler sadece büyür. Bahaneler yaratmak sadece sorunu erteler. Çözmez. Hayat, görmezden gelmeyi göze alamayacağımız sürprizlerle doludur. Sorunlardan kaçarken ya hayatı ıskalarsak?

–  En iyi ‘’ben’’ tanımın hazır mı?

Çok konuştuğu için daha çok dinlendiğini sanan,

– Çok bağırdığı için daha haklı olduğunu farz eden,

– Çok popüler olduğu için daha seçkin olduğunu düşünen,

– Çok rütbeli olduğu için daha saygın olduğunu zanneden,

– Çok bildiği için daha bilge olduğunu varsayan, Sevgili Arkadaşım! Senin biyografin ne kadar?

– Dünyaya gelme amacın, gittiğin yol ne?

Güzel günler sana gelmez sen onlara yürüyeceksin. Ne olursa olsun yüzleşmeli, kaçmamalı hayattan. Bir savaş verilecekse verilmeli. Her gecenin sabahı mutlaka vardır. Güneş mutlaka doğar, savaş biter. Hayatta kalanlar için güneş yeniden doğar, dünya yeniden döner.

*Hep güzel şeylere inandım. Sevgi güç verir, zamansa imkan. Önemli olan fark ettiklerimizi fark ettiriyor olmak. Yaşamdan başka taraf tutmuyorum.

–  Kalbimin en derin arzusu ne? Neden istiyorsun veya neden istemiyorsun?

–  Mecbur olmadan bir atölyeye, kursa, workshop’a katıldınız mı?

“Çünkü insan en çok kendini kandırır. İnsan bir tutkuyu gözlemlemek isterse öznesini seçmek zorundadır. Burada işe yarayan sakinlik ve sessizliktir. Ancak bu yolla öznenin sırrını keşfedebilir.” Soren Kierkegaard, Kaygı kavramı üzerine.

–  Sürekli performans sergilemek yorucu değil mi?

Pixar’ın Oscar ödüllü Baş Kreatif Direktörü John Lasseter’ın dediği gibi:

“Harika grafikler bizi birkaç dakikalığına eğlendirir; bizi koltuklarımızda tutan ise hikayedir.”

Hikayeni yazmaya başla.

–  İkinci bir şans olur mu? Bembeyaz bir sayfa açılabilir mi?

Yapamadıklarınıza yanmak yerine yaptıklarınızla gurur duyun. En azından denemişsiniz. Yaşamadıklarımız için duyulan pişmanlığın yaptıklarımız için duyduğumuz pişmanlıktan daha ağır olduğu bilimsel olarak tescillendi. Bilim diyor ki: Yaşamayıp hiç bilmemektense pişman olsak da yaşamak daha iyi.

Tüm yaşanmışlıklardan veya yaşanmamışlıklardan el yapımı bir hayat üretmek: gülmek, ağlamak, sevinmek, içerlenmek, bağı örmek, inşa etmek, birbirimize emek vermek, kandan değil candan olmanın ayrımına vararak. Hayatın tümseklerinden geçerken daha çok gülmek, kendini herkesten daha çok düşünmek, sevmek, önemsemek daha az yorulmak, daha çok sevinmek, sevilmek…

–  Yani sevgi her şeyin üstesinden gelmiyor mu?

İnsan kimin uğruna savaşıyorsa bir tek ona yeniliyor. Kimi kazanmaya çalışıyorsa en çok onu kaybediyor.

“İnsan insanın sadece sevgi ve ilgisine muhtaç.” Sabahattin Ali

 

‘’Sevgileri yarınlara bıraktınız

Çekingen, tutuk, saygılı.

Bütün yakınlarınız

Sizi yanlış tanıdı.

Bitmeyen işler yüzünden

(Siz böyle olsun istemezdiniz)

Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi

Kalbinizi dolduran duygular

Kalbinizde kaldı.

Siz geniş zamanlar umuyordunuz

Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.

Yılların telâşlarda bu kadar çabuk

Geçeceği aklınıza gelmezdi.

Gizli bahçenizde

Açan çiçekler vardı,

Gecelerde ve yalnız.

Vermeye az buldunuz

Yahut vaktiniz olmadı.”

Behçet NECATİGİL

 

“Her şeye rağmen yine de dünya dönüyor.” ’eppur si muove’. Galileo

– Daha iyi diye bir şey yok. Ne istiyorsun?

“İyi olma hali sadece hasta olmamak, sağlam ve enerjik olmak, süreklilik arz eden olumlu düşüncelere sahip olmak, hep mutlu ve güler yüzlü olmak diye tanımlanamaz; aksine parasızlık çektiğimiz, çevremizdeki acılarla boğuştuğumuz, iş arayıp bulamadığımız, kötü ilişkilerle sarmalanmış olduğumuz hayatın en acımasız anlarında hissettiğimiz süreçlerde bile içimizdeki en iyiyi bulup ortaya çıkarmak halidir” diyor bilim insanı.

“Çamurun çökmesini ve suyun berraklaşmasını beklemeye sabrın var mı?” – Lao Tzu

–  Şu anki o tek şey ne?

“Dostum güneşe bak, toprağa bak, suya bak; fakat arkana bakma. Kimin geldiği önemli değil kimin gelmediği de.” Halil Cibran

 

“Mutlu olduğumuz için gülmeyiz. Güldüğümüz için mutluyuzdur.” William James

Herkesi memnun etmeye çalışmadan,

Değişimden korkmadan,

Aşırı düşünmeden,

Geçmişte yaşamadan,

Farklı olmaktan korkmadan,

Yeterince iyi olmadığımı düşünmeden

Bir amacımız olmadığını düşünmeden,

Başkası için mutluluğumuzu heba etmeden yaşayacağım.

 

Yetkinlik konusunda: Daha çok duygulara dokunarak, duygusal zeka kapsamında, yenilikçi ve esnek düşünerek, algoritmik düşünceyle, kültürlerarası uyumlu, tasarımcı kafasıyla, medya okur yazarlığını anlayarak , disiplinler arası  geçişe özenli,  bilişsel yönetici, sanal işbirliği artırarak gelecek için hazırlanmalıyım.

Yarın güneş yeniden doğacak ve biz yeniden deneyeceğiz. Umudumuzu kaybetmeden başardım diyeceğimiz, bol dopaminli günler bizim olsun.

‘’İyi bir hayatın en temel şartlarından biri kendiliğinden olana izin vermektir.”

The Book of Life, a More Spontaneous Life

Artık bana hizmet etmeyen her şeyi bırakmaya niyet ediyor, yeni gerçekliğe hayatımda yer açıyorum.

Hoşgeldin 2020!

Reyhan KocabalReyhan Kocabal

 

1 Response

Yorumlar