Yaratmakta Olduğum Ben

Yaratmakta Olduğum Ben

Japon düşünür Haruki, “Fırtınadan çıktığınızda hiçbir zaman fırtınaya girenle aynı insan olmazsınız.” demiştir.

Sanki yaşamın yazı bitti gibi hissediyorum. Kışa hazırlanma dönemine benzetiyorum; tazelenme temizlenme her zamankinden daha kıymetli. Fazla gecikmeden, uzakları yakınlaştırarak açayım camları, rüzgar essin aklım karışsın, bir güzel havalansın küçük karanlık odalar, unutmak istediğim ne varsa çıksın dışarı, dolapları açayım hatıralar çıksın dışarı, yıkayayım her şeyi makinada, ovayım her yeri, süpüreyim, dibe çökmüş hatıraları yükselteyim her şeyin tozunu alayım istiyorum.

Beklerken geleceği, günün farkında, çürümeden, ne yaptığını bilerek çok daha basit, sakin yaşamalıyım diyorum kendime. Geçmişle boğuşmadan, kavgasız; geleceğin hayalini kurmaya, yaşamaya gelişerek devam edeyim istiyorum.

Yavaşlamıştım biraz, artık nerede duracağımı bilerek koşmalıyım. Koşmanın sevinçle ilgisi varmış okumuştum bir yerlerde. Dinlenmediğimi düşünüp konuşmaktan vazgeçtiğim anlar bitsin.

Dostlara uzanayım sanal da olsa, sarılamasam da eskiyle birlikte çoğunlukla yeniyi konuşayım istiyorum. Kapılar açılsın, fırsatları göreyim. Tozlanmış, havasız, bayatlamış fikirler bitsin. Gidenler gitmiştir zaten boşunadır gönül alma çabaları, susmadan, alttan almadan, yuttuklarım olmadan…Kaybedeceksem kaybederim zaten.

Bazen ne yapacağını bilemez insan: Nerede duracağını bilemez. Çare bazen de sabır ve güvende: izlemekte, dinlemekte olan biteni. Başımıza gelenler, içimize çökenler, bilinmez yarınlar, dönemin belirsizliği, kelimelerin yetersizliği bu.

Başımıza gelenler, olanları kabul. Maskeler düşer, bedenler şekillenir yeniden.

Bitmeyen sorularımın cevaplarını yaşarken bulacağım kendimi belki de, kim bilir?

Hayat benden ne istiyor?

Mevcut koşullarıma ne tepki veriyorum?

Bu tepkiyi niye veriyorum?

Benim için anlamı ne?

‘’Özlem kıpırdamadan duran perde kıvrımları’’. Oruç Aruoba

Geçici dönemin tekrarları bitsin. Ufacık odalar, kalabalık sokaklar yalnızlığı bitsin. Olanlar net duruşumuz, anlaşılanlar, yenilenir duygularım.

Işık gelirse yüzüme enerjim bitmez. Gözümü kısar gülümserim güneşe. İçimdeki çiçekler açar yine, fikir tohumlarım filizlenir. Anlaşıldığında bitecek dönemin yalnızlığı, belirsizlik öncesi ve sonrası, vermenin de almanın da tam vakti. Özlemler fazla yeniden yaşamak istediğim yerler çok.

Verdiğimiz kadar alabilmekse aslında hayat. Sanki annemle paylaşır gibi kendimle paylaşırım hayallerimi. Kendi sesimi duyarım, renklere karışırım, ışığımı yayarım, yeni tarifler yazarım.

Sanki sağ omzumda da babamın eli. Gelecek olan bize ait şeyleri umutla düşünürken küçücük olurum…

 

‘’Hayat yaşadıklarımız değil, anlattıklarımızdan oluşur.’’Judith Malika Liberman

“Hiçbir şeye sahip değiliz, birbirimize verdiğimiz emekten başka.” Neset Ertaş

“Herkes farklı şekilde harika şeyler yapabilir” Acar Baltaş yazısından…

‘’Her insan hayat tarafından sorguya çekilir ama verebileceğimiz tek cevap kendi hayatımız kadardır; hayata karşı verebileceğimiz tek cevap sorumluluk sahibi olmaktır.” Victor Frankl

‘’İnsanın elinden her şey alınabilir, bir şey dışında: insan özgürlüklerinin sonuncusu olan- herhangi bir koşulda tavrını belirleme ve kendi yolunu seçme özgürlüğü.” Victor Frankl

Son tahlilde, şuna ikna oldum ki, içinde anlam tohumları barındırmayan hiçbir durum yoktur.

Reyhan KocabalReyhan Kocabal

Yorumlar