Alzheimer İçin Söylenecek Çok,
Yapılabilecek Az Şey Var
Bir şeyi bekliyor olman ona hazır olduğun anlamına gelmiyor.
Zamanı durdurmak istediğim için yazmak istedim. Yüzündeki, elindeki her bir kırışıklık, bir kadın hikayesini anlatırken aynı zamanda beni köklerime bağlıyor.
Bilinmeze yolculuk, elimden gelenin en iyisini yapsam da hep yapılacak bir şey var ve bunu bilmiyor gibi hissediyorum; bu ağır bir sorumluluk. Bir filmde duyduğum cümle bugünler için beni tanımlıyor sanki.
‘’Tenden geri kalmış bozuk bir vagon gibiyim, kimsesiz iskeleyim. Bir bekleyenim yok divaneyim …”
Hep araştırdım, okudum, bilgisi olanlara sorular sordum, daha çok da deneyimleyerek öğrendim, uyguladım. En iyisi gözlemleyerek hastaya özel olanı uygulamak. Hastalığın nedir sebebi, çaresi, doğrusu ne tam bilinmiyor.
Zihin yapısı ve hayat tarzıyla pek ilgili değil. Bizdeki en büyük olasılık uykusuzluk ve mükemmeliyetçilik gibi duruyor.
Eğer hastayı iyi tanıyorsanız ve takip ediyorsanız analiz edecek şey hastanın gözleri, yüzü tam cümlelerle konuşamasa da gözleri her zaman çok şey anlatabiliyor. Her zaman ‘’Sevgi her şeyin ilacı ve güven verir; sevildiğini hisseder’’ diyorum. Sakinlik için bu en önemlisi.
Müzik dinletmek, elini tutmak sakinleştirici, rahatlatıcı. Güvende olduğunu hissediyor ve huzurla uykusuna dalıyor.
Hafif yemekler, düzenli öğünler ve düzenli egzersiz, sosyalleşme, güneşe çıkma vb. aktiviteler uykuyu da düzene sokuyor; uyumak için ilaca ihtiyacınız kalmıyor.
Kullanılan ilaçlar hastalığı yavaşlatıyor mu, hastayı daha da durgunlaştırıyor mu, görülen hayallere destek mi hastalığa köstek mi bilinmez bir yoldayız.
Şeker hafıza düşmanı zaten. Doğal meyveler öğlen ara öğün, meyve suları kahvaltıda. Belki biraz bitter çikolata, az şekerli sütlü muhallebi çok sever, akşam için ideal. Bu şekilde ilaçları yutması da kolaylaşır. Havuç suyu ve hindistan cevizi yağı faydası şehir efsanesi mi kim bilir?
Enerji veren gıdaları muz, kuruyemiş gibi öğlen yemeli. Akşam yediğinde uyku tutmaz yoksa.
Hareket azalır, zorlamak lazım yürütmek için bazı hastalarda başlangıç seviyesinde hep dolaşırmış…
Zaman geçtikçe hareketler azalacak uyku süreleri artacak. Rahat nefes için de 45 derecelik yatmak çok önemli. Çok derin uyumasını tavsiye etmiyor doktorlar. Ayarlanabilir hasta yatağı bakımı yapana da hastaya da büyük rahatlık. Yatak yarası olmaması için havalı yatak mutlaka kullanılmalı.. Yan yatması için fazladan iki yastık ve max dört saatte bir hastayı çevirmek için enine çarşaf kullanımı öğrendik. Uzun yattığı için ‘’protect /bariyer krem’’ vücut yaralarını önlüyor. Değişen ten rengine uyguladığınızda düzelmeyi gün içinde fark edebiliyorsunuz.
Sosyalleşmek mekân hatta oda değişikliği, çok kalabalık olmayan farklı mekanlar, farklı insanlar mümkün oldukça başlangıç veya orta seviyede temiz hava kuşlar, çiçekler ve çocuklar en güzeli motive edeni. Gülümseyen gözleriyle teşekkür bakışıdır bize kalan. Bu paha biçilmez bir ödül.
Gündüz uykularında aşırı ışık rahatsız eder; kapatır hiçbir şey bulamazsa eliyle yüzünü. Önceden kullandığı yemenileri elinde hep sıkı sıkı tutar, bırakmaz hiç; bazen dikiş yapar gibi ölçer, biçer bazen yüzünü örter kendisi uyumak için.
Hobi torbasını (önceleri örgü sonra kesip bağlama şimdi sadece ipleri), bir dönem kağıtları keserdi renkli mecmua bakmaya bayılırdı. ‘’Al anne koy oraya ‘’diyen Pamuk. Dün, bugün yarın hayaller, gerçekler zamanla roller değişti.
O unutsa da bizleri anılarını, kelimeleri ben hep anlattım, sakin sesle yumuşak tonla hep dinledi başıyla onayladı. İkna oldu yürüdü, yedi. İkna oldu sodalı ayran, su içti. Su çok önemli. Güldü teşekkür için öptü defalarca, elimi tuttu saatlerce bırakmadı bazen. Huzuru bulaştırdı.
Nasıl kaybolduğunu, sislerin içinde yaşadığını görebiliyorum. Önceleri sürekli aileden, çocukluluğundan hikayeler anlatırken, konular yavaş yavaş azaldı. Bir dönem sorular sordu: ‘’ o çocuk hiç gelmedi’’ mesela. Kelime hazinesi zayıfladı. Konuşma yeteneği azalmaya başladı. Hiç konuşmadığı saatlerden sonra konuşulan gündeme ortama birden katılımıyla söylediği tek kelime veya kısa cümleler beni her zaman hep şaşırtıyor. Çevreyi geleni gideni takibi, seslere karşı duyarlılığı hep oldu. Onu gerçeklere çekmek yerine ben onun dünyasına dahil oldum, konuştuk cümleleri tamamladık; gideriz, yaparız, ederiz çoğunlukta…
Her şeyi anlıyor ifade edemiyor gibi… Verdiği bazı tepkilerden benim hissiyatım hep bu yönde oluyor.
Bazen çoğunlukla bize bedenini bırakmış kendisi gitmiş gibi. Gözler kalıyor derin manalı mercimek kadar kalan anlaşılmayı bekleyen. Hep annesini soruyor rüyalarında onu sayıklıyor. Sabırla tekrar tekrar cevapladığım; yarın gelecek, işi bitince gelecek açıklamalarımla ikna olur, hiç hırçınlığı yoktur; şükür pamuk misali.
Biri için güzel birilerine inat, 4S kuralı: sevgi, şefkat, sabır, şükür… verdikçe artıyor.
Hayat bir kavga; edersem asıl o zaman değişmiş olurum, kaybederim.
Kabullenir, durulur, eser gürler beklerim; sınavlar sonuçlar, hayaller, gerçekler…
Bazen üretir, bazen tüketirim. Hizmet ederim. Ev kadınlığı, temizlik, yemek hiç bitmeyen bir proje.
Karşımızdaki insanı çıldırtacak kadar sabırlı olan duruşumuz aslında içimizde ömrümüz boyunca kapanmayacak bir boşluk haline gelmesine izin veremeyiz. Yine de kiminle olduğumuz, neleri tercih ettiğimiz, kendimizden kaçmanın bedelini her zaman ödetir.
İnsan düşleyendir, doğa düşün kendisi.
İnsan öldürür sevdiğini
Bazen söylediğinden
Bazen söylemediğinden,
Bazen gitmekle
Bazen kalmakla…
Pişman olmak mı? yok olmam yaptım derim fakat mutlaka gözüm açık giderim. İnsanın annesinden eksik kalanı hiçbir şey tamamlayamaz.
Böyle olmamalıydı. Uzun uzun hissettiklerimde ellerim böğrümde kalmamalıydı.
Doğru zamanda doğru yerde olamamak, doğru zamanda koşup doğru zamanda duramamak yaşadığımız çaresizlik.
Ben bizden vazgeçmeyeceğim.
Asla bir isyan değil bir kabul, derin öğreti, farkındalık, tarifsiz öze dönme, öz-şevkat zamanı yaşadığımız.
İyi ki beni kendine tutundurdun…
“İnsanı farklı yapan affettikleri,
Güçlü yapan sabrettikleri,
Kendisi yapan vazgeçtikleridir.” Laedri
Ne kadar içten ve akıcı anlatmışsınız.Yüreğinize sağlık.