Uzun Masalarda Hayat Konuşulur
Mutluluk süreci yaşamaktır. Yolu değiştirmeden yönümüzü değiştiremeyiz.
Adım at ya da yoldan çekil. Savaşmak ve direnmek dışında ne biliyorsun?
Can kulağı ile dinlersek duyarız.Yeter ki içimiz güzel olsun.
“Benim anlattığım ile senin dinlediğin aynı şey değil.” Ingmar Bergman
Masalar küçüldü, evler küçüldü, insanlar yalnızlaştı, duvarlar kalınlaştı, telefonlar azaldı. Ya hisler?… Odalara sığdıramadınız.
Kendisi için yaşayanlar, Türk kahveciler, çok yayıcılar, koşmayanlar, yerinde sayanlar, sakin koltuğunda uyuyanlar, müziği kısıp iç sesini açanlar, hep aynı sabaha uyananlar, ayrılırken tanışamayanlar, bakmayı ve görmeyi beceremeyenler, hayali olmayan temposuzlar, uzaktaki yakınlar, yakındaki uzaklar….. yani sevgi için her şeyi göze alamayanlar ortalıkta.
“Mümkün oldukça açık havada yürüyün ve açık havada doğmamış hiçbir fikre inanmayın.” Nietzsche
Hakikatle birlikte bol bol yürümek lazım. Yürüyorum ve düşünüyorum…
Ben siz olamam. Varsın konuşsun savursun dilediğince kendi zehrini
Ben siz olamam. Olursam çekersiniz beni o bataklığa korkarım!
Çarkın içinde sıkışır kalırım. İntikam peşinde sürüklenirim diye korkarım
Ben siz olamam. Terazisi bozulmuş ruhların hakkında kendimi tartamam
Bilirim ki uyarsam sizden olurum. Şikayet etmem. Etsem de direncim düştüğümdendir. Ayaklanır yine önüme bakarım. Sevmekten sonra bırakmak da teslimiyet. Her sınav sonunda bir ferahlık vardır, tanırım.
Yaptıkları yarına kalıp da yanına kalmayanları göreceğim etrafımda.
“Kendi kalbinden emin olan başkasının şüphesinden rahatsız olmaz.”Sadi Sirazı
Ben şikayet etmem nakış gibi işlerim yüreğimden geçen güzellikleri yazılara
Bilirim çaba kendimde görerek şekillenecektir.
Beni tamamla ve benimle yürü…
“Bilemezsiniz ne güzel rengarenksiniz öylesiniz öylesiniz.” Edip Cansever