Kendimle Samimi Söyleşim _ Koç Kadını Olmak Nasıldır?

Kendimle Samimi Söyleşim _ Koç Kadını Olmak

Hoş geliyorsun yeni başlangıçların ayak sesleri.

Koç kadını ne pişman olur ne de düşman. Zaman zaman agresif olabilir her zaman harekete hazır kaplan ruhumuz. Hislerimize ve inançlarımıza güvenerek uğruna savaştığımız her şeyi korumaya hazırız. Tek pusulamız gerçekler. Varlığına inandığımız geleceğimiz için gelişmeye ve üretmeye sabırla devam ederiz. Ne istediğini bilmeyen taraflarla uğraşamam. Belirsizliğe sessiz çığlığımdır. Cesaret kendi içinden gelen sesleri dinleyebilmek değil midir?

“Aklımdasın diyen balıklar, ömrümsün diyen kelebekler gördüm.” Küçük iskender

Sarılmalara ve kahkahalara özlemimle, yaşama sebebim her türlü nasıla ve belirsizliğe katlanırım. Pes etmeden farklılığımı ortaya koyarak elimden gelenin en iyisiyle başım dik; bazen de düşer omuzlarım…

Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı tercih ederim. Samimi ve kaprislerden uzak, duruşum hep net olarak inatçı değil dirençli yaşarım. 

 

 

“Deniz feneri kendi ışığını dikkate  almayan gemilerin batmasından kendini sorumlu tutamaz. Sen ışığını yayarsın, ben batmak istiyorum diyen denizin dibini boylar.” Anonim

 

 

 

 

En çok kendime zarar vermemek içindir davranışlarım. Kızmak istiyorsam kızarım. Affetmek istiyorsam, affederim; ama unutmam. Affetmek kötü davranışı olanların bunu hak ettikleri için değil kendim hafiflemeyi hak ettiğim içindir. Bağışlamak bizi kurtarır; bırakın ve ufak tefek yeni işlere koyulalım. Kendinizi mutlu dünya ile ilişkilerinizde daha huzurlu hissedeceksiniz. Kimsenin yanına kalmaz emin olun. Unutmayın bizi sınırlayan insanlar sayesinde kendi yaşamlarımızı yarattık. Onlar sayesinde neyin işe yaradığını neyin işe yaramadığını artık biliyoruz.

Yolumuza çıkan iyi ve kötü deneyimler bizim duyarlı ve sakin kalbimiz olması içindir. Aslında bize ihanet edenler, aldatanlar, kalbimizi kıranlar içinizdeki bağışlama gücünü öğrenmek içindi.

Güçlü olmamıza sebep olan zor zamanlara hep şükrederim.

Acımasızca eleştirenler, iftira edenler, yargılayanlar sayesinde öz değerimizin kendimizde olduğunu öğrenmedik mi?

Sevgi vermeyenler olmasaydı bu muhteşem duyguyu aramayacak ve bilmeyecektik.

Bir şey doğacak veya yaralarımızın izi kapanacak. Dikkatimizi kötüden iyiye, ızdıraptan kazanca, içerlemeden bağışlamaya, takdir ve şükür etmeye çeviriyorum.

“Douceur de vivre” Fransızların; “Yaşamaya duyulan aşk” dediği şey.

Dostlarının sana verdiği;
Nedeni belirsiz bir yaşama keyfi.
Yaşamın tatlılığını hissedebilme, seçim
Farkında olmak, seçim
Rengimiz, seçim
Duruşumuz, seçim
İyi hayat yaşamaya odaklanma, seçim
Kendi ayaklarım üzerinde durmak, seçim
Doğru olanı yapmaktan mutluluk duymak, seçim
Sevdiğimiz şeylerin peşinden gitmek, seçim
Gerçekleri beklentiler içinde olmak, seçim
Öncelikleri yeniden değerlendirmek, seçim
Yaptığımız seçimlerde dengede olmak, seçim
Şikayet etmemek, seçim
Ellerimizi gerçek anlamda uzatmak, seçim
Yetiyorsa yeterli demek, seçim
Kendimize zaman vermek, seçim
Geriye bakmadan devam etmek, seçim
Yürüyüp gitmek, seçim
Küçüğün içinde büyüğü görmek, seçim
Asla asla dememek, seçim…

Kaybedecek şeyi olanların boş, kazanacak büyük şeyi olanların heyecanlı tedirginliği bu. Yaptığın şeyi değiştirebilir misin? O halde yapman gereken yaşadığın sürece bunu telafi etmek, seçim.

Ödül işe yaramıyorsa belki de cezayı kullanmalı. En büyük şifa konuşmaktır, içindeki yaraları dışarı dökmektir. İnsanın kendi içine attığı kesiği başka kimse dışarıdan dikemiyor. İnsanın tutunacak dalı kalmaması kötü ama her gün bir yere tutunabileceğine dair umuda benzer hayaller kurması daha kötü değil mi? İnsan hangi duygudan kaçıyorsa ona yakalanıyor nihayetinde.

Unuttuk dediğin yerden başlar hayat. Kaderini başkasının eline bırakanlar değil kendi yazanlara …

Reyhan KocabalReyhan Kocabal

Yorumlar