Kendime Notlar
Soren Kierkegaard şöyle der:
“İnsan sadece başkaları için değil, kendi için de bir gizem olmalı. Kendimi inceliyorum; bundan sıkılınca vakit geçsin diye bir puro yakıp düşünüyorum: Tanrının benimle ne kastettiğini ya da benden ne yapmak istediğini sadece o biliyor.”
-Uyuştum mu acaba?
Böyle ne kadar devam edebilirim ? eksik eksik…..
-Değişmez dediğin her şey değişir. İyilik herkese yapılmamalıymış. Nereden bilebilirdim?
-Düşünmek için durmaya ihtiyacım var.
–Etrafıma ördüğüm duvarın tuğlalarını bana siz verdiniz -Lugan Draven
Diyorlar ki: ödül öyle bir şeydir ki, severek yaptığın her şeyi gölgeler.
-Zordur içinde kalan cümlelerin içinde kalması, susmaların gideni değil de kalanı anlatması
-Cesur, akıllı, kararlı, seçici, güçlü ol. Kendi yolunu kendin mi belirlersin, her zaman mümkün mü?
–Kim ne olup olmadığımız, nereden niye nasıl ne için sebebimiz?
-Hazmetmek için bir tarafı kesmek lazım. Kesen miyim kesilen mi bilemedim
– Sadakat mi liyakat mı?
Gizli anlamlar, göndermeler, bir filmden kitaptan anıdan, söylenen sözden, bakıştan, gülüşten…
Kafanın içine kimsenin müdahale edememesi ne güzel bir şey. -Frank Mocourt
-Şimdi anlıyorum neden doğum günü sevmediğimi, yılbaşı gelmesin, bayram gelmesin dileklerimi şimdi.
-Olaylar bazen taş duvar bazen kapı. Birbirini tamamlamak üzere var olanlar birbirini tamamlamıyor. Kendime dökülüyorum içime.
-Hayaller değil hasarlar geliştirir insanı.
-Bir şey iyi olmadan önce en kötüsü olacaktır.
-Yanındakiler ne söylese batmaz, çünkü hep yanındalar.
-Duymadıkları için bu kadar deliriyor olabilirim. Bazıları doğmuş, ölmüştü çoktan.
-Önceliği olmayan kişiyi önceliğim yapmamayı öğrenebilirim.
-İnsan aynı şeyden sadece bir kez kırılırmış.Öfkeler gibi övgüler de haykırılmalı…
-‘’izm ‘’ değil kendin sadece.
-Anlamayacaklarsa anlatma, bildiklerinle susup ortadan kaybol, gereksiz mücadeleye girme ya da kaybedeceğini bildiğin savaşları başlatma.
‘’Benim yerime koy kendini
Benim gibi düşün
Bak bakalım ben gibi bakınca
Ortada bir şen kalıyor mu? -Mehmet Aygün”
YİRMİ YAŞIMA MEKTUP
Asla yapma diyeceğim hiçbir şey yok Bilakis tüm o muhteşem hataları yapmanı yine isterim.
Dik kafalılığına hayranım, alınganlığına değil.
Uzayıp gitmen gereken yerde susup sabırla bekleme derdim sana.
Dünyayı tek başına keşfedebilme cesaretini göstermeni isterdim.
Çevrendekilere bir şey vermek kadar onlardan alabilmenin de ruhuna ne kadar iyi geldiğini sadece vermenin erdem olmadığını, aldıklarınla kendini beslemenin ne kadar önemli olduğunu suratına bağırmak isterdim. Her zaman kendi rehberliğine inanmanın sana ne çok şey kattığı biliyorum.
Sezgilere güvensen de başına gelecek kadar bekleme 40’lı yaşlarda içindeki çoşku azalmıyor ama güven duygusu seni daha dingin, güven duymadığında hırçın yapıyor.
Tahammülsüzlük sürekli elinde tuttuğun tek tılsım. Kelimeler daha bol, cümleler daha kısıtlı şimdi yazılarımda. Diyeceğim var fazlası ’Soğan tadında’’ ….