İki gündür tatlı yorgunluk ve yüzümde gülümseme var. Kutlamalar muhteşemdi. Cumhuriyeti cumhur kutladı. Biz olduk, birlik olduk. Kırmızı beyaz giymiş herkes yolda birbirimize iyi bayramlar diledik bu duygu şahane !!!
Yetiştirilme şeklimize aykırı davranarak, haddimizi aşarak, icatlar çıkararak, elimizdekiyle yetinmeyerek, çalışmaya, üretmeye, paylaşmaya devam ediyoruz. 2024’e 60 gün kaldı.
Ben Cumhuriyet kadınıyım ve Cumhuriyet kadını annenin kızıyım.
Türkiye Cumhuriyeti kadını:
✅Emekçidir,
✅Fedakardır,
✅Mücadelecidir,
✅Ülkenin ve kendisinin bağımsızlığı için direnendir,
✅Paylaşımcıdır,
✅Değerlerine bağlıdır,
✅Sorgulayıcıdır,
✅Yoktan var edebilen, yılmadan devam edendir,
✅Sadece tüketen değil üretendir,
✅Çağdaşlaşmanın temel değeridir.
“Dünyanın hayal edenlere de ihtiyacı var, yapanlara da. Ama hayal ettiğini yapanlara daha çok ihtiyacı var.” okudum bir yerlerde. Tüm sorunların kaynağı “Ne Gördüğümüz”
Yaşadığımız zamanda iyi insan kalmak zor. Bu kadar ahlaksızlıktan çok az insan kendini koruyabildi. İnsan en çok kendi eksikliklerinden öğreniyor; hatalarından, mahcupluklarından, kendine zalim kalarak öğreniyor. Bize düşen haddini, sınırlarını ve kendini bilmektir. Duygularımızı ve düşüncelerimizi paylaştığımız sahici ve kendimiz kalarak anlamlı ilişkiler içinde olmaya gayret ediyoruz.
-Beden (hareket, sağlıklı beslenme, dinlenme),
-Zihin (iyi niyet, öğrenen zihniyet, anlamlı gayret),
-İlişkiler (nezaket, merhamet, şefkat)
Üçgeninde yaşam coşkusu, umut, şükran ve maneviyatımıza yatırım yaparak psikolojik sermayemizi güçlendirmeye çalışıyoruz.
İnsanın değerlerine sahip çıkmasının yaşı yoktur. Azim, çalışma, kararlılık, uzman olmak, faydalı olmak, cesaret etmek, güven vermek, insana değer vermek gibi…
“Bana benden başka yardım edecek kimse yokmuş gibi yaşıyorum.” -Bruce Lee
Fener gibi yol gösterecek değerlerimiz var. Değerlerimiz; hayatı yaşarken bizi biz yapan, olmadığında mutsuz olacağımız kişisel değerlerimizi biliyor muyuz?
Peki bu değerlerle uyumlu bir hayat yaşıyor muyuz?
Engellerimiz; hayat amacımızı gerçekleştirmekten, değerlerimizi yaşamaktan bizi alıkoyan kişisel veya çevresel engellerimizin farkında mıyız?
Yazmak insanların ruhuna, hayatına, yüreğine, kanatlarına dokunmaktır. Yazan insanlar dünya meselelerine sadık kalmalıdır. İnsan canı ne istiyorsa onu yapabilmelidir ancak canının ne istediğine de dikkat etmelidir. Kendi içinde tutarlı, ilkeleri ve değerleriyle kendine sadık kalarak çalışkan ve hep **öğrenci kalabilmeli. İhtiyacımız olana, şimdiki zamanı koruyarak gerçeklik duygusu içinde yakalayabilmelidir.
Kimlere Hayranlık Duyuyorum?
– Her gün yeni bir şey öğrenmek için okuyan, araştıran, dinleyenlere,
– Zeki olandan çok; aklını doğru yerde ve doğru zamanda kullananlara,
– Etiketine ve ünvanına değil; ekibine sahip çıkanlara,
– Az sözcükle çok şey anlatanlara,
– Bilgisini ve ilgisini kendine saklamayıp, insanları geliştirmek için kullananlara,
– Kötü hissettiğinde, başarısız olduğunda kendine “bu neden benim başıma geldi?” yerine “bu işin altından nasıl kalkarım?” diye soranlara,
– Mutluluk, başarı gibi kavramların peşinden koşmak yerine; yaşamın bir yolculuk olduğunu kabul edip, kendini anlamlı hissettiği şeyleri yapmaya devam edenlere,
– Kendi yaşamına liderlik etmek için başkalarından bir şeyler beklemek yerine; kendi sorumluluğunu alan ve azimle çalışanlara,
– Yaşamını işten ibaret sanmayıp; ailesine, eşine, dostuna, öncelikle kendine değer katmak için yaşayanlara,
– Sevgisini, şefkatini ve şükrünü esirgemeyenlere,
Bizler böyleysek; “anlamlı” ve “gerçek” bir yaşama sahibiz. Ya siz kimlere hayranlık duyuyorsunuz? sormuş yazar. Benim güncel cevabım:
Güncel hayranlığım son zamanlarda sayıları artan güvensiz insanlara, “daha çok para” için kişiliği değişenlere, aile, dost, arkadaş kavramlarının anlamını unutabilenlere, gelişim adı altında fikir hırsızlığı yapabilenlere, çok bilen, anlatan, kınayan ama icraatını göremediklerimize, değişim adı altında bunları yapabilenlere vb… gerçekten hayranım!
Bir olma, birlik olma, en yakınımızdakini, çalışanımızı vs destekleme zamanlarını yaşıyoruz oysa ki. İnsan kulaklarını kime açacağına, kime kapatacağına karar verebilmelidir. Yetenek bakım isteyen bir şey, çiçek gibi. Her zaman merak ve **öğrenci kalarak yeniden başlayabilme hissini kaybetmeden…
**Bir Çocuk Gibi Öğrenmenin 7 Sırrı
- Gözlemlemek için Zaman Ayırmak: Çocuklar, etraflarında öğrenme fırsatları yaratan en küçük ayrıntılara bile dikkat ederler. Çevrede mevcut olmak, insan etkileşimlerinin veya becerilerinin amaçlı olarak gözlemlenmesi, yetişkinlere değerli bilgiler olarak dönebilir.
- Keşfetmek: Merak çoğu zaman çocukların (ve kedilerin) alanıdır. Yeni bir yer, yeni bir hobi veya yeni bir kariyer becerisi olmak üzere, keşfetme tutkusunu yeniden alevlendirmek önemlidir.
- Gündelik Anlardan Öğrenmek: Başkaları ile nasıl etkileşime geçileceğine veya insanlara nasıl adil davranılacağına dair güçlü bilgiler, çocukların günlük etkileşimlerinden en bariz öğrenme noktası olabilir.
- Diğer İnsanların İyi Özelliklerini Modellemek: Çocuklar başkalarını, özellikle de hayran olunan yetişkinleri sıklıkla taklit ederler. Aynı şekilde, yetişkinler olarak hayranlık beslediğiniz özellikleri, sahiplerinden alıp uygulayarak hayatınıza dahil etmek iyi bir öğrenme olacaktır.
- Okumak için Zaman Ayırmak: Okuma zamanı sadece okul çocuklarını değil, zaman ayıran her yetişkini farklı düşünce türleri keşfetmeye, kendi hayatına uygulayabileceği yeni düşüncelere, fikirlere ve iç görülere maruz bırakacaktır.
- Başkalarıyla Sohbet Etmek: Çocuklar gördükleri herkesle sohbet etmek ister. Yetişkinler olarak benzer şeyi yapmak, olayları tartışmak veya çevrenizdekilerle bir keşif paylaşmayı denemek; becerileri geliştirmek ve yeni bakış açılarından faydalanmak için çoğu zaman bir şanstır.
- Uygulamalı Yaratıcılık: Yetişkin boyama kitaplarının bu kadar popüler olmasının bir nedeni var; uygulamalı yaratıcılık, beyni dinlendirmek, şarj etmek ve beslemek için harika bir yoldur.
