Dün yaptıklarım, yarınki yaşamımı belirleyecek. Söylediklerimin, anlattıklarımın, niyetlerimin ve hayallerimin önemi yok. Tek önemli olan dün yaptıklarım. Ve bir de bugün yapacaklarım.
Elimizde ne var bugün?
Hayallerimizdeki yaşamlara kavuşmamız öyle büyük dönüm noktalarından, derinden etkileyen aydınlanma anlarından veya inanılmaz mucizelerden geçmiyor.
Sadeleşmek, azı çok yapmak belki de. Japonların wabi sabi ilkesi gibi ince zevkle yaşamak en iyisi. Baktım gökyüzüne; kırgınlık açıklaması, çaresizlik ilacı sanki sonsuz berrak mavi.
Geleceğimiz her gün yaptıklarımızla, rutinlerimizle, her günkü küçük seçimlerimizle, zamanımızı, paramızı neye harcadığımızla, neye özen gösterip, neyi salladığımızla yavaş yavaş ve adım adım şekilleniyor. Kaderiniz böyle olduğu için değil. Değişemeyeceğimiz için değil. Geçmişi tekrar etmeye mahkum olduğumuz için değil.
Canımızı sıkan bir şey olduğunda gülebilmek ve her şey daha iyi olacak diyebilmek ve kaygıları kahkaha ile yok edebilmek: hep cesur, inançlı, inatçı kalarak, duyguları yönetebilmek; kendinin farkında ve duygularının farkında kalarak; alışmıyoruz, katlanıyoruz. Başkalarının ne düşüneceğine odaklanmak yerine biraz daha içeriye bakarak kendi istek ve hayallerimize odaklanmak pusulamız olmalı.
İnsan insanda çoğalır ve insan insanda ölür sonsuza dek. İnsan varlığında fayda gelmiyorsa yokluğunda zor gelmez. İnsan mecbur kalınca değişir bir de kendinden sıkılınca.
Her gün yaptıklarımızla (ve yapmadıklarımızla) 10 yıl sonra nerede olacağımızı belirliyor.
“Kırılgan bir çocuğum ben
Yüreğim cam kırığı Bütün duygulardan önce
Öğrendim ayrılığı
Saldırgan diyorlar bana
kırılganım ben
Gözyaşlarım mücevher
Saklıyorum herkesten
Ürküyorlar gözümdeki ateşten
Ürküyorlar dilimdeki zehirden
Ürküyorlar o dur durak bilmeyen gözükara cesaretimden
Diyorlar: Bir yanı sarp bir uçurum, Bir yanı çılgın dağ doruğu. Oysa böyle yapmasam ben
Nasıl korurum içimdeki çocuğu? Bir yanım çılgın nar ağacı Bir yanım buz sarayı..
Geçmiş sabit duran bir şey değil, zamanın içinde değişen zaman içinde anın ihtiyacına göre yeniden kurgulanan bir şey. “Anıların böyle değişimlere ihtiyacı vardı.” yazıyordu bir yerlerde. Bu sebepledir belki de anının değişmesiyle varlığını koruyoruz. O günlerin hikayesini bugünkü ihtiyacımızı karşılayacak şekilde belki de yeniden yazıyoruz. Çünkü son derece zor ve son derece acı veren günlerdi.
Yıllarca anlayamadığın bir şeyi sonra bir saniye geliyor bir saniyede anlıyorsun. Gerçek özgürleştirir dedikleri gibi. Anlık her şey, an…
Eve dönmekten ibarettir hayat. İnsanları evine dönmüş gibi hissettirir. Her şey yerli yerindeymiş, senin kurulu düzenin buymuş ve oranın özlemini çekmişsin gibi.
Ev dediğin kabul gördüğün yer değil midir? Herkesin evi aslında kendisi, yüreğidir.
Başka yerde bulamayacağımın peşindeyim. Aynı düşüncede olduklarımla bir dünyada yuvarlanıp gitmekteki tercihimle kalite standartlarımız gereği sadece keyfimize bakıyoruz. Masada kalp kırılmaz. Uzun saatler masa sohbetlerine bayılırım, Kah ağlarız kah güleriz türkü söyler bazen de rock bazen de kalkıp dans ederiz. Mekanın hiç önemi yoktur. Önemlisi hiç bitiremediğimiz sohbettir.
Ben sevgisini de sevgisizliği de çok net belli eden biriyim. Bir şey söyleyeceksem lafımı sakınmam çünkü cümleleri kafamda öncesinde binlerce kez çevirmişimdir. Nerede nasıl davranmam ve konuşmam gerektiğini de iyi biliyorum. Beni yanlış anlayan canının istediği gibi anlamıştır.
“Her felaketin iki ilacı vardır.Zaman ve sessizlik.” -Alexandre Dumos
Gözümü kapatmadan önce sordum kendime Bugünün en güzel şeyi neydi?
Griler yoktu bende. “fena değil, şöyle böyle, idare eder, yuvarlanıp gidiyor” vs. bu kelimelerle mesafeliyim. “Aynen, bakarız, hallederiz” kelimeleri gibi özensiz ve baştan savra olarak anlarım.
Hayat hep siyah beyaz olamaz diyerek eleştirilmiştim eskilerde bir zamanlar. Çan eğrisine göre meslek edinmek için üniversitelere yerleştirilen nesilleriz biz. Matematik sevgim ve bilgimle eşit ağırlık puanımla işletme okudum. Türkçe grameri üniverisite yıllarımda gerçek şekilde öğrenmeye başladığım ingilizce özel derslerinden sonra öğrendim. Türkçe konuşurken devrik cümle kullanmamak için çok çaba sarf ediyorum. Virgülün yeri çok anlam değiştiriyor; ben ne söyledim o ne anladı. Anlamak için dinledi mi gerçekten?
Bana göre hayat çoktan şeçmeli olmalıdır. Seçenekler arasındaki seçim gerçek seçim değildir. Her tercih&seçim bir sonuçtur, katlanmak durumunda kalırız. Yeter ki travman olmasın.
Dikene bakıp gülü hayal edebilmek gibi Semş olabilmeli.
Güçlü olan mı her zaman kuralları koyar? “Her zaman başka bir yol olduğu” da hep söylenir. Her zaman var mıdır?
Huzurlu olunca insan bu hiç bitmeyecek gibi hissediyor. Zamanla taşlar yerine oturur mu?
Kimseye eyvallahım da zararımda yok. Kendi kararlarımla yaşarım hep. Sonucuna katlanmak daha kolay oluyor. Hayatımı tatminsiz kişileri ahkamına kurban edemem. Yüreğimin sesiyle yaşıyorum müthiş bağımsızlık. Kararlarımla ilgili kimsenin ne dediğiyle ilgilenmiyorum. Kendim ettim kendim buldum der, öğrenirim.
“Uçabildiğinden şüphe etmeye başladığın an artık sonsuza kadar bunu yapamazsın.” -Peter Pan
Başarı onlar için neleri feda ettiğine bakarak değerlendirilmiyor muydu?
Hayatı faydalar değil değerler üzerinden yaşamak bir tercih.Azalmak bizim bu zamanda bulduğumuz panzehir. Standartlara sahip olmak ve bunlarla yapabileceklerimiz varken geride tutanlardan kurtulmak lazım.
Önemli olan kim olduğum yolculuğum: nezaket, zerafet ve şıklıkla
“İnsanın evi anlaşıldığı yerdir.” –Kemal Sayar
Mutlu olmak kolay da mutsuzluğa ortak olabilir misin? Var gibi değil, yoksun.
İnsanların hayatta kalma nedeni olaylara yüklediği anlamın zaman içinde farklılaşması olabilir mi? İnsanı hastalık değil üzüntü öldürüyor. Kaç kere kırılabilir ki
insan aynı yerden kaç?
“Aynalar türlü türlüdür.Yüzünü görmek isteyen cama bakar önünüzü görmek isteyen Can’a bakar.” –Mevlana
Güzellik dinginleştirir. Güzellik varsa, dünyada düzen vardır. Güzellik olmadan her şey kaostur. İsterseniz “kaos” kelimesini “karmaşa” ile değiştirin. Ruh güzel olan ile dinginleşir, çirkin olandan rahatsız olur. Çirkinlik zamanla başka şeylere evrilir ya da gelişir. Güzel olan şimdiyi dinginleştirir.
Dünyayı kurtaracak olan cesarettir.Vakit kimse için beklemez. Sahip olduğun her saniyenin kıymetini bilenlerden misin?
“Tüm yaşamını koyun gibi geçirmektense bir gününü aslan gibi yaşa.” – Elizabeth Kenny
“Arkaya bakma oraya doğru gitmiyorsun.” – Konfüçyus
“Ne çok zekiyim ne de çok yetenekli, yalnızca aşırı meraklıyım.” – Albert Eintein
“21. yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil; öğrenemeyen, eskiden öğrendiklerinden gerektiğinde vazgeçemeyen ve yeniden öğrenemeyenler olacaktır.” – Alvin Toffler