Büyüklere Masallar, Yapay Zeka Nedir?

Büyüklere Masallar, Yapay Zeka

Gerçek nedir? Sadece hatırladıklarımızdır belki de gerçek.
Bugünlerde değişim lazım, dönüşüm, göç kelimelerini ne kadar sıklıkla duyar ve kullanır olduk değil mi? Çok zor dönemlerden geçiyoruz. Ekonomimiz kötü, morallerimiz kötü, haberler kötü, insanlar kötü; hukuk, güvenlik ve gelecek kaygımız artmış, hepimiz anksiyete yaşıyoruz.

Büyüklere Masallar, Yapay Zeka

Şunu anladım: dönemsel fazla tekrarlar bıkkınlık yaratıyor ve zamanla kullanmama yolunu tercih ediyoruz. Farkındalık, kişisel gelişim, terapi vb. kelimelerinin hepimizde uyandırdığı güncel durum bu.
X, Y, Z, Alfa jenerasyon tanımları da çok anlamlı gelmiyor bana artık. Yapay zeka (AI) çağındağız. Bizde yeterince çok gündemde değil ancak yazılımda unicorn olmuş firmalarımız var, gurur duyuyoruz.

“Bana öyle geliyor ki: Dünyadaki güzel olan her şey daha insana ulaşamadan insanın kendi ördüğü ağlara takılıp kalıyor.”

diyordu kadın “Kuru Otlar Üzerinde” filminde. Ne kadar derin ve üzerine düşünülmesi gereken cümle: filmin tamamını henüz izlemedim.

Haziran başında yazmaya başladım aylık yazımı. Yaz yeni kendini hissettirdi. Daha yeni pamuk yorganları kaldırdık. Sabaha karşı üşütüyor pikeler; battaniyeler kolumun uzandığı mesafede. Sıcak, nemli, puslu havalar İstanbul da sanki gündemin özeti gibi.
Mevzular derin, hayal kırıklıkları bol, şaşırmalar bol, güvenmeler iyiden iyiye zorlaştı bu günlerde sayıları az da olsa varlığına hep şükrettiğimiz gerçek dostlarla birlikte istikrarlı çabalıyor ve olanı kabul ederek ilerlemeye, üretmeye çalışıyoruz. Öyle hava puslu da olsa yatımızla açılarak, halkın ciddi çoğunluğu asgari ücretle çalışırken bikini show yapacak durumumuz hiç olmadı, olamaz da.

Büyüklere Masallar, Yapay Zeka

Geçen hafta sabah uyandım; telefonumun kaydırmalı ekranı çalışmaz oldu. Tamir süresince geçici telefonla geçirdiğim son bir hafta sosyal medyayı azalttım. Hayatımızı kolaylaştıran uygulamalar olmadan ne kadar idare ederim denemek istedim. Evrak gönderme kolaylığı olmasa WhatsApp uygulamasını açmayacaktım. Çünkü yazarken anlaşmak zor. Kısa telefonlar canlı iletişim her zaman sonuca çabuk ulaştırıyor. WhatsApp gruplarımı çoktan kapatmıştım. Kaybolan datalarımın geri getirilme süresince birkaç gün fazlaca panik yaşamadım desem yalan olur. Sonunda datalarıma kavuştum. Titiz çalışan KVK ekibine minnettarım.
Sosyal medyadan iletişim sağlanması için bağlantılarıma telefon sorunumu yazdım, dm’den mesajlar attım. Anladım ki insanların algısı bozulmuş ezbere otomatik parmaklar olmuşuz. Mesajımı beğenenler oldu, dm yazdığım mesajı spam algıladım diyenler de vardı öylece aramadan bekleyen vs
“Önyargılarımızdan kurtulmalıyız” cümlesi artık daha çok tekrarlarımda. Herkesin farklı hikayeleri var; bazen şaşırıyorum ve alkışlıyorum. Bildiğimiz ve yakındığımız gerçekler bunlar. Takılmadan yoluma devam ediyorum. Gün geçmiyor ki birisiyle sohbet ederken hikayeler çıkıyor karşıma. Göçler isteğe bağlı veya çoğunlukla zorunlu göçler gündemimizde, yanımızda yakınımızda.

Büyüklere Masallar, Yapay Zeka

Çok Uzaklar Ne Tarafta? Tunceli-Kanada hattında yaşayanlar için coğrafyalar kader midir? İnsan kendi kaderini yazabilir mi? Şans hep var mıdır?
Gelirse hep üstüste mi gelir bazı şeyler? Okumanın, öğrenmenin yaşı yoktur değil mi? Hayatın anlamı, gayesi olanlar için farklı mıdır? Yapay zeka çağında güncel kalmak için merak yeterli midir?
Bizim nesil bazı konulara yetkinliği geç kazandı. Bizim 35 yaş şimdilerde 25 midir?
vb. soruları sorguladım yeniden.
Yaşadığımız dönem sınırlar yok gibi; vize sorunsalı olmasa daha fazla seyahat ve göç olacak. Kalifiye elemanı herkes istiyor. Anlatacağim hikayede ellisinden sonra uzak diyarlarda hala okuyan kendini geliştiren var olmaya çalışan, bunları yaparken bir yandan da ülkesindeki yatırımlarını artıran, çeşitlendiren pandemi zamanı restoranları kapandığı için hamallık, boyacılık yapan bir adam; adalet ve emek sevdalısı bir babadan bahsediyorum. Boşandığı eşini yorulduğu için sevgilisiyle İspanya’ya tatile gönderen çocuklarının annesine saygısı olan bir baba. Aynı zamanda lokantalarının mezelerini yapan iyi bir aşçı, boş zamanlarında müzik ve antika eşya restorasyonu yapan bir adam. Dersim’den İstanbul’a oradan Kanada’ya uzanan bir hayat bazen kaçak bazen de göçebe ama hep vatana bağlı, emekçiye değer veren, ne yapmak istediklerini tam anlatamamış “devrimci” sosyalist, idealist insan. Bir nesil zaten böyle kaybolmadı mı seksenlerde?
Nice ilkokul mezunu vardır da sohbet ettiğinizde, hangi üniversitede ders veriyor bu hoca dedirtir. Böyle bir insandır bahsettiğim hikayemin kahramanı.
Nice profesörler vardır da iki kelam edemez, yıllarca verdiği emeği doğru aktarmayı, ya da emeğinin karşılığını alamaz. Nezaket, edep, adap… keşke diploma almakla olabilse.
Boşuna değildir çabası biz genç 50+ için yepay zeka merakımız, adaptasyon, göç, sınırlar vs. gelecek korkumuz var. Yapay zeka ülke gündemimizde çok daha fazla olmalı.
Tembellerden değiliz biz: her yaşta öğrenmeyi öğreniyoruz. Gençlere yakın durarak onları anlamaya çalışıyoruz. Hepimizin çabası kendimizi gerçekleştirme bilincinde olabilmek. İşimizi ciddiye alarak en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Büyüklere Masallar, Yapay Zeka

Sokrates “Kendini bilmek, bilgeliğin başlangıcıdır.”

Diyorlar ki: belki de yakın gelecekte para, lisan, sınır olmayacak. Gelmekte olan çağa, yapay zeka çağına hazır olmak mümkün mü? Belki daha yakın belki de daha da uzak olacağız birbirimizden, kim bilebilir?

NFT vb. sohbet odaları uygulamalar geldi ve yok oldu hızlıca.
Belki de diplomaların önemi kalmayacak. Yetkin ve yönder olabilmek için 5 yıla kalmaz artık nereden mezun olduğunuz değil,
– Hangi projeleri yönettiğiniz,
– Hangi yenilikleri yaptığınız,
– Çevikliğiniz,
– Üretkenliğiniz,
– Ölçümlenebilir Somut ve Soyut Yetkinlikleriniz konuşulacak.

“Her şeyin en iyisine sahip olan değil, sahip olduğunun tadını çıkaran mutludur.” Diyor Vladimir Nabokov.

David Burns “İyi Hissetmek” kitabı bir başucu kitabında da söyle anlatır: “Hayat çok seyrek olarak -ya öyle ya da böyle-dir. Örneğin; hiç kimse bütünüyle zeki ya da aptal değildir. Aynı şekilde, hiç kimse her şeyiyle çekici ya da tamamıyla çirkin değildir. Bu evrende -mutlak- yoktur.

Eğer yaşantınızı mutlaklık sınırına doğru zorlarsanız, sürekli bunalımda hissedersiniz.”

Hepimiz hergün uygulamalarda veriler giriyoruz. Ne istediğimizi bilmek her zaman ilk önemli konu. Önemli konu sadece ne yapıyorum, ne yapmak istiyorumu düşünmemiz. Bizi hayata tutunduran şey ne? Sabır ve zamanla yola devam ediyoruz. Bu yapay zeka çağında tek dileğim değerlerimiz kaybolmasın ve iyi & faydalı kullanımlar olsun. *ubuntu öğretisi hep bizimle olsun.

*ubuntu: insanların birbirlerine bağlılık ve ilişkilerine odaklanan etik ya da hümanist bir felsefedir. Temelinde sevgi, şefkat, saygı, paylaşma, birliktelik gibi değerleri barındıran ubuntu felsefesi farklı Afrika topluluklarının dillerinde farklı kelimelerle anılır. “Hızlı gitmek istiyorsan yalnız git, uzağa gitmek istiyorsan birlikte gidelim” bir Afrika atasözü.

Reyhan KocabalReyhan Kocabal

Yorumlar