Zaman içinde kendimi çok iyi tanıdım. Hangi konularda iyi olduğumu hangi konularda gelişime açık olduğumu biliyorum ve sürekli öğrenciyim. En gerçek doğal halimle insanlara yaklaşıyorum ve iyi dinleyiciyim. Sadece kendi başarılarıma ve hedeflerime odaklanıyorum. Ne mutluyum çevremde benzer koşullarda desteğini gördüğüm dostlarım var. Hepimiz kendi yetkinliğimizde ortak projelere katkı sağlayabileceğimiz bir ekosistemi yaratabildik.
“Train Your Brain For Success” kitabında Roger Seip’in söylediği gibi:
“Seni gece yarısı derin uykudan uyandıracağım ve bu hayattaki en önemli hedeflerini soracağım. Adın ve soyadın sorulmuşçasına hızlı, tek seferde yanıt verebilmen gerekir.” demiş ona geçmişte bir mentorunun sorduğu gibi sordum ve sormaya devam ediyorum.
Son zamanlardaki ahenkli yaşamaya gayret ederek, huzurla üretme motivasyonumu artırma kaynağıma etki eden hususların başında esnek çalışma saatleri ve trafikten bağımsız çalışma lokasyonlarım, finansal süreçleri dijital çözümlerle maliyet tasarruflarına konsantre olarak farklı yenilikçi ve iyileştirici çözüm projeleri üretmeye katkım, her yaştan gelen taleplere mentorluk yapmam, keyif ve haz alabileceğim kaliteli zamanlarım, kaliteli insanlarla birlikte olmayı tercih etmem olarak özetleyebilirim. İlave olarak acelesiz ve telaşsız yaşamak hobilerime daha çok zaman ayırarak kurduğum iş yaşam dengesi hedeflerime ulaşmama fazlaca katkı sağlıyor.
“Potansiyelime ulaşmak için başarısızlıklarımı hatırlarım.”
Ara ara aşağıdaki soruları kendime hep soruyorum. “Şimdiki aklım olsa ne olur olmasa ne olur” demeden. Cevaplarıma göre kendi yolumda tercihlerimi güncelliyorum. Ne istemediğimi çok net biliyorum; bu büyük bir lüks!
- Yeni mezun olduğunuz seneye dönseniz ilgili ne/leri farklı yapardınız?
Finansal raporlama akabinde satış ve iş geliştirmeye 35-40 lı yaşlarda başlardım. Satış daha çok kazandırıyor, daha sosyal/network geliştirici tecrübelerinizi kullanabileceğiniz alanlar fazla ve ben bunu seviyorum.
Sinan Canan’ın bir sözü var hoşuma gidiyor. “Hayatın tek bir işle uğraşmak için fazla uzun, insanın ise tek bir işle ömrünü tüketmek için fazla karmaşık olduğuna ikna olmuş biriyim” der…
- İşe girdiğiniz ilk seneye dönseniz ne/leri farklı yapardınız?
Altı ayda aldığım ikinci derece imza yetkisi ve master sonrası kariyer ve eğitim planı desteği isterdim. Talepkar olmayı sonradan öğrendim. “İhtiyacım var” demek çok önemli. - Sahip olduğunuz iş deneyiminin ilk çeyreğine dönseniz ne/leri farklı yapardınız?
Yurdışı fırsat tekliflerini dikkate alırdım; o gün cesaret edemedim demek ki. Esnek saatlerde bir yemekte bir happy hour’da sosyalleşirken şaka ile yapılan teklifler aslında gerçekmiş. %85 bilgi %15 ilişki oranı hatalı. Olması gereken tam tersi. Duvarlarımı daha erken yıkardım. Mükemmelliyetçilik yorucu, daha erken bırakırdım. - Sahip olduğunuz iş deneyiminin ilk yarısına dönseniz ne/leri farklı yapardınız?
Meydanı başkalarına bırakmaz akıllı stratejilerle yönetirdim. Rutin olan işleri daha kısa süre yapardım. Bağlı yöneticilerime fazla güvenmemeyi erken öğrenirdim; onların eksiklerini kapatmak / tamamlamak yerine benden daha yetenekli liderlerle çalışmak isterdim. Takım arkadaşlarımın bireysel davranışlarını daha stratejik gözlemlemeyi erken öğrenebilirdim. “Poker face” olamadım bu benim eksikliğim. - Geçen sene başına dönseniz ne/leri farklı yapardınız?
Daha az kendimden vererek karşımdakinden beklenti duymadan ilişkileri yönetirdim daha fazla Toltek olabilmek gayretlerimin sonucunu son dönem daha fazla alıyorum. “Önce Ben” demeyi çoktan öğrendim. (Dört Anlaşma: Kişisel algılama / Beklenti oluşturma / Varsayımlarda bulunma / Kelimelerini hep özenle seç) - Önümüzdeki hafta ne/leri farklı yapabilirsiniz?
Planı ve stratejileri görev tanımlarıyla birlikte tekrar açıklayarak projeye destek, Z ve alfaların sorumluluk almalarını sağlayacağım. - Bugün ne/leri farklı yapabilirsiniz?
Sohbetinden beslendiğim telefon görüşmelerini daha çok yapacağım ve beni besleyen insanlarla daha sık bir araya geleceğim.
“Çocuklukta öğrenilen dersler iş yerine taşınıyor.” diyor Deborah Tannen.
Ve örneğin kadınlar, öyle olmadıkları halde daha özgüvensiz duran bir dil kullanabiliyorlar; erkekler de tam tersine yeteneklerini ve bilgilerini sergilemekte, dili grup içindeki konumlarını müzakere etmek için kullanmakta sakınca görmüyorlar. Bu dilbilimsel kalıplar haliyle iş yerinde kimin daha fazla duyulduğunu veya kimin takdiri aldığını da etkileyebiliyor. Kadınlar için, fikir birliğine ulaşmak uyum yaratmanın yoludur. Sivrilmek, farklı olmak uyumu tehdit eder. Erkekler de uyum satın alıyor ama bunu farklı bir para birimiyle yapıyorlar: Fikir ayrılığından korkmuyor ve aynı olduklarını ilan etme gereği duymuyorlar.
Ancak hayat her zaman bu kadar tatlı ve pürüzsüz olmayabiliyor. Sosyolog ve psikologların da belirttiği gibi, çocuklukta öğrendiğimiz sosyalleşme alışkanlıkları, yetişkinlikteki iletişim tarzlarımızı ciddi şekilde etkiliyor.
Bu duruma “Toplumsal Cinsiyet Rollerinin Sosyalizasyonu” (Gender Role Socialization) deniyor. Kızlar, sosyal ilişkilerde uyum ve yakınlık kurmayı öğrenirken, erkekler rekabet ve üstünlük kurmayı öğreniyor. Örneğin, kadınlar genelde “Biraz daha detay verebilir misin?” derken, erkekler “Bunu anlamadın mı?” diyerek aynı şeyi kastederler ama farklı bir tonla.
Kariyerimde en çok kendimi geliştirme merakımın etkisini deneyimledim ancak gerçekte aşağıdakilerin hepsinin etkisi var ve iç içe.
Siz? Kariyer yönetiminde en çok hangisinin etkisini deneyimlediniz?
- Ne istediğimizi bilmek
- Yetkinliklerimiz
- Mülakat becerilerimiz
- Özgeçmişimiz
- İş arama yöntemleri bilgimiz
- Geçmiş davranışlarımız
- Kendimizi geliştirme merakımız
- İş ilişkilerimiz
- Bilgi ve becerilerimiz
- Geri bildirime açıklığımız
- Hepsi!
Her seferinde hikayemi yeniden yazdım ve yazmaya devam ediyorum. Gayretim her zaman bulunduğum ortama değer katabilmek olmuştur.
Kariyer başarıma etki eden kişisel farkındalığım, bitmeyen merakım, kimseler bu kadar konuşmazken 2005 yıllarında aldığım duygusal zeka eğitimlerim, hedef belirleme motivasyonum, nitelikli iş bilgim etkili olmuştur.
Hikayelerimi sansürsüz anlatabiliyorum. Bedenimi ve ruhumu dinleyebiliyorum. Ben zamanlarım var ve kıymetli. İyi ki hep kalbimle beynim paralel çalışıyor…